Harry Potter and the Half-Blood Prince

büyücü veya cadıların ölünce büyülerinin bozulması.. slughorn’un lily’nin ölümünü öyle anlaması ve -kitapta- harry’nin dumbledore’un ölümü gerçeğiyle o şekilde tam anlamıyla karşılaşması.. off bu olay çok etkileyici.. tabi ki çok daha fazla olayı görmek isterdim filmde; daha çok tom riddle anısı vs. ama onun yerine karakterler arası ilişkiye önem verilmiş daha çok. harry hermione ilişkisi çok güzel, arkadaşlıkları çok gerçek geliyo. diğer yandan ginny ve harry bi anda oluyo. kitapta nasıl işlenmişti pek hatırlamıyorum baya oldu okuyalı ama bu kadar hızlı değildir mutlaka, okudukça alışmışızdır fikre. tabi ki o kadar sayfayı 2 saatte tamamen yansıtamazlar da en azından başka şeyleri daha fazla yansıtsalardı.. tamam film çıkalı 14 yıl olmuş. olan oldu artık. daniel radcliffe’in felix felicis oyunculuğu o ne kadar beğenmese de çok eğlenceliydi. rupert grint’in de love posion oyunculuğunu çok sevdim. serideki favori repliklerimden biri: will! you! stop! eating! your best friend is missing!! ve ‘but i am the chosen one’ ayy işte emma ve dan izlemesi keyifli bi ikili, ron da arada uğruyo yanlarına. tom felton’ın parladığı film de bu bence, öncekilerde arada bir sataşan zorba rolündeyken şimdi ciddi ikilemde kalan kendisi için üzülebileceğimiz bi karakter olarak çıktı karşımıza. baya geç oldu yanlış aktardığım şeyler de olmuş olabilir yukarda, kusura bakmayın:)) aranızda yorum okumayı seven varsa diye uzattım bu kadar. iyi seyirler! ayrıca teşekkürler dizigom:))